Bugün sahada geçen hafta olduğu gibi isteyen bir Trabzonspor’u izledik. Mağlubiyetin veya galibiyetin geleceği bir 90 dakika izledik.
Direkten dönen toplar, gerçekleştirilen ataklar tribünleri ateşledi.
Trabzonspor’un atakları Kayserispor’dan çok Henrique ve Halil’den döndü.
Adrian’ın vurduğu rövaşata aklımdan çıkmıyor. Bu pozisyonda Adrian’ın vuruşunun güzelliği kadar, aynı pozisyonda akıllardan çıkmayacak bir an daha var. Kaleciden dönen topu boş kaleye gönderemeyen Henrique sınırı aştı.
Ama Henrique iyi bir topçu. Bir ton para verdik. Birkaç maç kendini gösteremez ise elimizde patlayacak… Değil mi?
Henrique, ısrarla sahada tutuluyor. Kaç haftadır takıma el fireni görevi yapıyor. Çıkar bir maçta güzel oynar iyi pazarlanır Trabzonspor para kazanır… İşte o zaman kaçan bütün puanlar unutulur değil mi?
Zararın neresinden dönersen kardır. Futbolcuyu kaybetmeyeceğim diye Trabzonspor’a zarar verilmemeli.
Gelelim Halil’e, oynamaya çalışıyor ama oynayamıyor Şenol Hocam… Taraftarın sinirleri iyice yıprandı artık. Tahammülü kesinlikle kalmadı. Bunu göre göre, Trabzonspor’un geleceği olan genç futbolcuları yedek kulübesinde oturtarak neyi amaçladığını merak ediyorum.
Benim sahada gördüğüm 2 yanlış, Şenol Güneş’in bütün doğrularını götürüyor.