Bu akşam çok zor bir Malatya maçı bizleri bekliyor. Saha şartları zor, büyük takımlara karşı kapanan Malatya savunmasını aşmak zor. Belki de sezonun en zor maçlarından biri olacak.
Umarım bu rezil sahada ki ; buraya saha demek zor, sakat vermeden döneriz. Bu rezil patates tarlası, teknik kapasitesi yüksek oyunculardan kurulu ve pas oyunu oynayan Trabzonspor için büyük bir dezavantaj.
Malatyaspor yönetimi burada maç oynatmayı bıraksın artık. Yollayalım onlara bir kamyon koyun gübresi, organik tarıma başlasınlar. O zeminde başka bir şey olmaz zaten.
Bu sene yukarıyla aşağının arası çok açıldı. Bir kaç tanesi hariç Anadolu takımları geçen sezonlara göre nispeten daha zayıflar. O yüzden bir çok Anadolu takımı dört büyüklerden puan alabilmek için kapanmak zorunda kalıyorlar. Bu sebeple, bu sezon şampiyonluğu, derbi maçlarını kazanan ve kapalı savunmaları açan takım alacak.
Üç hafta sonra Fenerbahçe maçı var. Çayınızı, kahvenizi alın, bacak bacak üstüne atın, Fenerbahçe’yi evire çevire nasıl yeneceğimizi izleyin. Ertesi gün de çayınızı, gazetenizi alın galibiyetin keyfini çıkartın.
Zira Fenerbahçe’nin kürek takımı yenilse benim o haftam güzel geçiyor.
Çünkü Trabzonspor katı savunma yapmayıp, kapanmayan bütün takımları rahatlıkla yenecek güçtedir.
Avcı’nın, sistemini oturtmaya başladığı takımı karşısında sistemi olmayan, kapanmayan takımların şansı az.
Malatya sistemi olan takımlardan biri. Hamza Hamzaoğlu her gittiği takımda sistemini, oyun felsefesini, karakterini oturtan, rakibin gücüne göre haddini bilerek oynatan bir hoca.
Hamza hoca Trabzonspor karşısında kapanarak kontra atağa çıkma dışında bir şansı olmadığını çok iyi biliyor ve bu akşam takımını ona göre oynatacak.
Malatyaspor zorluk derecesi yüksek maçlar ile dört büyüklere karşı oynadığı maçlarda, çok sert ve katı bir savunma anlayışı ile oynuyor.
Çok kalabalık bir şekilde topun arkasına geçip, iyi alan daraltıyorlar. Savunmasında özellikle önden gelen ortalarda, hava topu hakimiyeti mükemmele yakın.
Malatya savunması, top kesen, blok yapan, çalım yemeyen, savunma arkasına ara pas kaçırmayan, rakibi ceza sahası içine pek sokmayan ve ceza sahası içinden şut çektirmeyen futbolculardan kurulu.
Özellikle Adem Büyük, Cheabek, Wallace ve Semih Kaya takım savunmasında oldukça etkililer.
Son Galatasaray maçında öyle katı bir savunma yaptılar ki 88.dakikada Babel’in ceza sahası dışından çektiği şut gol olmasa Galatasaray Malatya’da 2 puan bırakacaktı.
Ofansif olarak ta rakibe göre oynuyorlar. Normal lig maçlarında hücumda rakip ceza sahasında sabit 4-5 futbolcu sokuyorlar. Ancak dört büyüklerle oynadıkları maçlarda bu sayı ikiye iniyor. Genelde hızlı ve uzun paslarla Tetteh ve Fofana’yı kontra atağa çıkartıyorlar.
Yahu kardeşim ! Bu adamların hiç mi zaafları yok dediğinizi duyar gibiyim. Anlatacağım !
Öncelikle Avcı’nın, savunmanın hücumdan başladığı sisteminde Malatyaspor’un ofansif olarak hiçbir şansı yok. Malatyaspor’un net gol pozisyonu bulabileceğine ihtimal bile vermiyorum. Malatyaspor’un yapabileceği en iyi şey kapanmak ve bir puan için oynamak. Öyle de yapacak.
İşte burada Avcı’nın sisteminin tek defosu ortaya çıkıyor. Kapanan takımları açmakta çekilen zorluk. Bu maçın zorluk derecesinin yüksek olması da bundan kaynaklanıyor zaten. Antalya maçında bunu yaşadık. En son Denizli maçında, golü bulana kadar Denizli ceza sahası önünde onlarca yan pas yapmak zorunda kaldık.
Malatyaspor savunmasının en büyük zaafı, kanatlardan içeriye yapılan bindirmeler. Malatyaspor’un kanat bekleri sorunlu. Kademe hatası yapıyorlar, boş alanlar bırakıyorlar, adam kaçırıyorlar. Sağdan ve soldan içeriye yapılan bindirmelerde defansın dengesi ve kademesi bozuluyor. Savunma oyuncularının arası açılıyor ve aralarında boşluklar oluşuyor.
Trabzonspor’da bunu yapacak hücum silahları var. Ancak bunun için sadece hücum oyuncuları yeterli olamaz. İşte burada kapanan takımlar karşısında beklerin önemi ortaya çıkıyor. Kapalı savunmaları açmada kanat beklerine büyük bir görev düşüyor.
Savunmadan atılan hızlı, uzun ve isabetli paslarla Tetteh ve Fofana’nın kontra atağa çıkarıldığını düşünürsek, beklerden biri geride kalarak, bir bekin hücuma destek vermesi gerekiyor.
Sol bekimiz Marlon’un savunma kapasitesi yüksek olsa da hücumcu bir bek diyemeyiz. Sağ bek Serkan ise tam tersi. Hücumda çok etkili olabilen Serkan savunmada boş alan bırakıp, adam kaçırabiliyor.
O yüzden Trabzonspor’un sağdan Ekuban ve Serkan Asan ile ikiye birler ve benzeri hücum varyasyonları deneyerek Malatyaspor ceza sahası içine bindirmeler yapması gerekiyor.
Denizli maçında olduğu gibi, Djaniny ile Ekuban dönem dönem yer değiştirebilir. Djaniny kadife ayakları, her maç artan performansıyla Malatyaspor’un sol kanadını hallaç pamuğu gibi atacaktır.
Malatya savunmacıları kolay kolay çalım yemedikleri için Wakeme’nin bu maçta soldan yapacağı bindirmelerde çalım denemek yerine kısa paslarla, ikiye birler ile içeriye girmeye çalışmasının ve boştaki arkadaşlarına top atmasının daha doğru olacağını düşünüyorum.
Sağdan ve soldan beklerin de katılımı ile yapılacak bindirmelerde, Trabzonspor orta sahasının ve hatta stoperlerinin de ceza sahasına yaklaşarak dönen topları almaları, atak tazelemeleri, ceza sahası önünde sağlı, sollu sert, hızlı ve seri paslaşmalar, ikiye birler, üçe ikiler ile savunma futbolcularının arasını açacak, Malatyaspor savunmasını bunaltacak ve hataya zorlayacaktır.
Formunda olan Malatyaspor kalecisi Abdulsamet’in Trabzonspor’un Ekuban, Wakeme, Djaniny ve Bakasetas dörtlüsü karşısında hiçbir şansı yok.
O dönen toplardan birinde bu hafta da Bakasetas’tan bir füze bekliyorum.
Fırtına, sessiz ve derinden ilerliyor. Adım adım zirvede esmeye başlıyor. Bu akşam da büyük bir adım atılacak ve fırtına zirveye bir adım daha yaklaşacak. Güzel ve aydınlık bir Salı sabahında görüşmek umuduyla…