Nihayet bizimkiler kendilerini hatırlattılar..
Bizimkiler demişken, bizim seksenler kuşağı zamanlarında oynayan siyah beyaz bir dizi vardı, adı yanılmıyorsam “ Yedi Kardeşe Yedi Gelin “ diye hatırlıyorum..
Orda, abileri uzaklardan gelince, çiftlik kapısında bekleyen en küçük kardeşleri ‘ bizimkiler, bizimkiler döndü, yaşasın ‘diye naralar atıp dururdu..
İşte bugün, uzun bir aradan sonra Trabzonspor, zorlu Karagümrük karşısında kazanınca, bende yıllar öncesine gidip, ‘ bizimkiler döndü ‘ repliğini hatırlayıverdim...
Kolay mı?
Beş haftalık bir galibiyet hasreti vardı, bordo mavili taraftarları ızdıraba iklimlerine hapseden..
Maça dönecek olursak, yine en son geçen hafta o son dakika golü ile çok dramatik bir yıkım yaşayan Trabzonspor, bugün sadece bir üç puan almakla kalmadı, adeta bütün nüvesine varana kadar, adeta bir ‘ mental fırtına ‘ bir zihinsel “ metafor “ örneği sergileyerek o durağan haline bir isyan gerçekleştirdi..
Tabi, bir galibiyetle öyle ahım şahım bir futbol izledik diyemem, lakin özellikle “ Uğurcan ‘ faktörü bugün, ( yerine göre ) bir kaleci bir takımın yüzde ellisi, belkide yüzde yetmişidir olabilir dedirtti izleyenlere..
Şunu diyorum: Ayaklar yere sağlam bassın..
Uğurcan Çakır’ın özellikle ikinci yarıdaki muhteşem performansı olmasaydı, değil galibiyeti, beraberliği bile zor kotarabilirdi Trabzonspor(!)
Lakin, kazanmak her türlü güzel duygular katar ekibe..
Kendine güvenmeyi arttırır..
Moral ve motivasyonu maksimum seviyeye taşır..
Ki, Trabzonspor’un bu galibiyete her zamankinden çok ihtiyacı vardı..
Canını Yediğimin Djanniy’isi..
Halâ, bir çokları tarafında sıradan topçu diye görülen Djanniy, sanki bu eleştirilere nazire yaparcasına elinden geldiğince, gol ve asistlerine devam ediyor..
Devam Djanniy...
--
Eldeki kumaşın yettiğince güzel elbiseler dikmekte kararlı olan Abdullah Avcı içinde bu galibiyet, bundan sonraki haftaların daha sorunsuz geçmesine delalet olabilir..
Bugün, Berat’ın takım için ne kadar elzem bir unsur olduğunu bir kere daha etüt etme şansımız olurken, sevgili Yusuf’un bu takımda hamle oyuncusu olmasının herkes için daha hayırlı olacağına da bir kere daha kanaat getirdik..
Kadro derinliğinin az olması ve mücbir sebepleri bir kenara koyarak bu mini eleştirilerin muhatabı Abdullah hoca elbet daha iyisini bilir..
Farioli Harika Bir Seçim..
Bugün Karagümrükspor’ u izlerken tipik bir İtalyan ekibi izler gibi oldum..
İlk yarı oyunu tutup, ikinci yarı rakibi bunaltan ataklar yapan, temeli sağlamcı bir oyun şekline bürünen ligin bu flaş ekibine bir İtalyan elinin değdiği hemen belli oluyordu..
Genç teknik adam Sinyor Farioli inanıyorum ki Karagümrük ve Türk futboluna çok şeyler katacaktır..
Ona bu yaşta bu imkanı sağlayan Sn Hurma’yı da ayrıca tebrik ederim, bu riskli ve aynı zamanda cesur kararı için..
Ayrıca;
Daha Otuz Bir yasındaki Francesco Farioli’nin hayat hikayesi de oldukça ilginç.
Benim oldukça ilgimi çeken bu genç adamın hikayesini öğrenince gerçekten hayata dair, özellikle futbola dair oldukça ilginç ve faydalı donelere rastlayacağınıza salık veriyorum..
O’ ve Karagümrukspor’a bundan sonraki maçlarında başarılar diliyorum..
Özellikle maç sonunda, tüm Bordo Mavi futbolcuları tebrik etmesi, ardından futbolcularının da hocalarının yolundan ilerlemesi, son günlerde futbol sahalarımızda görmeye hasret kaldığımız muhteşem enstantanelerdi..
Son tahlilde; Trabzonspor kendisi için çok elzem bir galibiyeti almasını bildi..
Bundan sonra yukarı için ne olur, bilinmez.
Söz Marlon’a gelmeden yazımı burada sonlandırmam gerektiğini düşündüm birden(!)..
Hasan Akbaş
Haberts.com