TFF’nu kurullarına çöreklenen İstanbul lobisi tarafından bir kez daha düğmeye basıldı ve operasyon başlatıldı. Teşbihte hata olmaz fakat amaç yılanın başını büyümeden ezmek. Operasyonun maşası, MHK’nun tetikçi ve eyyamcı hakemi Halil Umut Meler. Bu Halil Umut Meler’i 2018-2019 sezonunun ikinci yarısının ilk maçında 2-4 yenildiğimiz Başakşehir maçını katletmesinden hatırlıyoruz.

Hügo’ya gösterdiği tartışmalı kırmızı karttan sonra ceza sahası içerisinde Edgar’ın ayağına basılmasında kırmızı kartını göstermedi. Konyaspor ceza sahası çizgisinde üç metre önünde Cornellius’un ayağına basılmasına bırakın sarı kart göstermeyi, faul bile vermedi. 61. dakikada Konyaspor ceza sahasında Konyaspor’lu futbolcunun elle oynamasında VAR’a gidilmediği gibi Katar’lı yayıncı kuruluş pozisyonun tekrarını bile verme gereği duymadı.

Savunmasının liderinin oyundan atılmasına ve Konyaspor gibi bir takıma karşı 82 dakika 10 kişi oynanılmasına rağmen yenilmeyen ve hatta Gervinhio’nun 78.dakikada kaleci ile karşı karşıya kaldığı pozisyonda golü atsa yeneceği maçta bir kez daha görüldü ki normal koşullarda Trabzonspor’un bileği bükülemez.

Trabzonspor maça çok güzel bir organizasyonla bulduğu golle başladı ve 10 kişi kalmasaydı rahatlıkla kazanabileceği bir maçtı. Bir kez daha görüldü ki pivot santrafor olan Cornellius kanatlardan ve orta sahadan beslendiğinde inanılmaz etkili olmaktadır.

Hep korkak futbol oynatmakla eleştirdiğim Avcı’nın, takım on kişi kaldıktan sonra oyuna stoper almamasını, ikinci yarı Djaniny ve Cornellius’u birlikte çift forvet oynatmasını, maç 2-2 olduktan sonra bile Gervinhio ve Yusuf Sarı’yı oyuna sokarak galibiyeti kovalayan cesur hamleler yapmasını tebrik etmem gerekiyor. Avcı Djaniny’yi oyuna alarak ileride top tutmaya çalıştı ki çok doğru bir hamleydi. Yalnız bu değişiklikleri biraz daha erken yapması gerekirdi.

Trabzonspor on kişi kaldıktan sonra Avcı Berat’ı stopere çekti. Avcı bunun yerine savunma özellikleri daha iyi olan sağ bek Bruno Perez’i stopere çekip, Ömür’ü sağ beke çekerek Berat’ı ön liberoda oynatsa, ikili mücadele kazanmada lig lideri olan Konyaspor’un sert orta sahasında Hamsik ve Bakasetas’ı yalnız bırakmamış olurdu.

82 dakika 10 kişi oynayarak inanılmaz bir mücadele örneği sergileyen bu karakterli takımı ayakta alkışlamamız gerekiyor.

Trabzonspor’un attığı ikinci golü şans golü olarak gösterenlere şunu söylemek isterim ki; “şans çalışanın yanındadır”

İSMAİL KÖYBAŞI!

Senin amacın nedir kardeşim? Bu takım canını dişine takıp ter dökerken sen ne yapmaya çalışıyorsun? İsmail Köybaşı seni izlemekten hicap duyuyorum.

İsmail Köybaşı’nın oynadığı her maçta rakipler maden bulmuşçasına sol kanadı yol geçen hanına çeviriyorlar. Sürekli kademe hatası yapıyor, sürekli adam kaçırıyor. Daha da sinir bozucu olan ise kaçırdığı adamın peşinden koşmuyor. Nitekim yediğimiz ilk golde, kaçırdığı adamın beşinden koşma gereği bile duymadı. İsmail Köybaşı bunu hep yapıyor ve alternatifsiz olduğunu bildiği için yapmaya da devam edecek!

Trabzonspor derhal, vakit geçirmeden bu yetenek fakiri, lakayt adamı kadro dışı bırakmalı ve devre arasında elinden çıkartarak yeni bir sol bek transferi yapmalıdır.

Rakiplerin kaybettiği ve çok rahat kazanabileceğimiz bir haftada liderliği yakalayıp arayı açma fırsatı bulmuşken kaybedilen iki puan moralleri asla bozmamalıdır. Bardağın dolu tarafından bakarsak yenilmezlik unvanımızı kaybetmediğimiz gibi belki de aldığımız bu bir puan Trabzonspor’u mutlu sona ulaştıracaktır.

Son sözüm sayın Başkan Ahmet Ağaoğlu’na ve Trabzonspor yönetimine!

Bu camia 1996’yı gördü, 2004’ü 2005’i gördü. Dünya 2011’i gördü. 2020’de toplama bir şirket takımına ezdirildik. Hepsinden önce masaya yumruğumuzu vurmadık ama iş işten geçtikten sonra çok konuştuk. İş işten geçtikten sonra konuşmanın bir işe yaramadığını da hep beraber defalarca tecrübe ettik.

Bu camia sizi aynı zamanda kulübün haklarını korumanız için göreve getirdi. Dişinden tırnağından artırarak maça giden, ürün alan, yıllardır hakkı yenilen ve o mutlu günün özlemiyle yanıp tutuşan bu camianın haklarını koruma konusunda asla taviz verilemeyecek bir sorumluluğunuz var ve bu sorumluluğu yerine getirerek yumruğunuzu masaya vurun!