Çocukken yaz tatillerinde hayatı daha iyi öğrenmemiz için babalarımız bizi herhangi bir meslek dalı gözetmeksizin bir ustanın yanına çırak verirlerdi ve ‘ al usta, eti senin kemiği benim ‘ al adam et bizim oğlanı derlerdi…
Burada maksat meslek öğrenmekten ziyade hayatın zorluklarını o çocuk yaşlarda görüp, gelecekte ona göre hangi meslekte olursak olalım mutlaka o mesleği en mükemmel derecede icra etmemizin nicelikleri öğretilirdi.
İşte bugün Osmanlıspor karşısında Trabzonspor’u izlerken çocukluğumdaki çıraklık yaptığım zamanlar geldi gözümün önüne.
Mustafa Reşit Akçay’ı bilge bir usta öğrencilerini de bu bile ustanın elinde ehilleşmiş birer kalfa olarak gördüm.
Lakin aynı şeyleri Ersun Yanal ve talebeleri için biraz eksiğiyle düşündüm.
Şöyle ki, Ersun Yanal ustanın elinde Mustafa Reşit Akçay ustanın eline göre , daha bu işin çıraklığındaki futbolcular topluluğunu gördüm.
Tıpkı bizim çıraklık zamanlarımız gibi…
Ersun hocanın işi gerçekten çok zor.
Öyle ki, maç içinde denediği hiçbir taktik varyasyonları uygulanamıyor ve takım oyununu bir türlü hocanın istediği kıvama getiremiyor.
İlk yarıda deneği üçlü savunma performansı tam bir içler acısıydı.
Osmanlıspor ise günümüz futbolun gereklerini kendi içinde tam bir ahenk içinde uyguluyordu.
İlk yarı boyunca ev sahibi ekibin iki şutu vardı ve ikisi de isabetsiz, rakip takımın ise dört şutu vardı ve hepsi isabetli.
Buradan şu sonucu çıkarıyor ki, Trabzonspor bu sene rakipleri tarafından çok dövülecek, çok tokat yiyecek.
Durica, Onur ve Ekici dışında Ersun hocanın oyun mantalitesini hayata geçirecek elaman hemen hemen hiç yok gibi saha içinde!
Bugün şunu da düşündüm, Erkan Zengin bu takımda hiç olmazsa kadro derinliği için kalmalıydı diye çok düşündüm.
İkinci yarı Güray- İbanez değişikliğini hala anlayamağımdan hareketle, Trabzonspor’un Ekici ve Önazi ile bir beyin ortaklığına dayalı bir oyun şablonu üzerinde durması gerektiğini düşünüyorum hocanın.
Allah muhafaza Ekici’ye bir şey olursa Trabzonspor’un bütün olarak bir çamur deryasına saplanacağını düşünüyorum.
Çamur derken, Avni Aker’in bu zeminine neden bir tedbir alınmamış yadırgamamak işten bile değil…
Olası bir sakatlığın nelere mal olacağını düşünecek bir Allah’ın kulu yok mu koca Trabzonspor’da, anlamak mümkün değil.
Sevgili futbolseverler, görünen fotoğraf Trabzonspor’un omurgasının çok kırılgan olacağına dalalet.
Bugün Osmanlıspor adına yakışır şekilde Trabzonspor’a güzel ve okkalı bir tokat atmıştır.
İş bu tokatı içten bir dostun sizi yola getirmek için atmış olduğunu düşünerek, eldeki imkanlar dahilinde herkesin işine daha çok odaklanması gerekliliğine işaret olmasına katkı olmasını dilemekten başka çare olmadığını herkesin görmesi elzemdir.
Tamam bizler, yani oyunun temaşa kısmında olanlar sabır gösterelim, lakin oyunun gerçek sahipleri de her yeni gün bir şeyleri üzerine koymaya gayret etsinler…
Yarın bunun Konya’sı, Başakşehir’i var…
Sürekli dayak yemekte bir yere kadar…
İyi Bayramlar…