Öncelikle Okan Buruk ve ekibini tebrik ediyor, bundan sonraki müsabakalarında başarılar diliyorum, bir futbolsever olarak!

Lakin kendini bildi bileli kalbi Trabzonspor için atan bu satırların yazarı olarak da bu akşam ki Trabzonspor’a teessüflerimi sunuyorum…

Allah aşkına bu akşam Trabzonspor ne oynadı, bir başka deyişle neyi amaç edinerek sahaya çıkmıştı (?) diyerek yazıma başlıyorum; sıcağı sıcağına…

Eğer bu müsabakayı izlemeyen dostlarınız var ise, onların ne kadar şanslı olduklarını onlara lütfen bir zahmet deyiveriniz(!)…
Zira Trabzonspor, hele ki bu ikinci yarının bileği bükülmeyen Trabzonspor’u bizim ağzımıza bir parmak bal çalıyormuş da haberimiz yokmuş.
Şimdi anlaşılıyor ki ‘ bu bal değil, olsa olsa ( Allah Muhafaza ) baldıran zehri imiş de haberimiz yokmuş!
Ta ki bu akşama kadar…

Daha son yazımızın mürekkebi kurumadı.
Dedik ki, Trabzonspor bu performansı ile yukarı üçlüyü rahatsız edebilir, hatta o üçlünün dengesini bozabilir, diye bir tespiti dile getirmiştik.
Aslında tespitimiz bizi yanıltmadı, bizi yanıltan Trabzonspor oldu maalesef!
Çünkü, Galatasaray ve Fenerbahçe’nin puan kayıplarına kayıtsız kalan Trabzonspor kendisine güvenenleri bir kere daha yarı yolda bırakmış oldu.
Anlamakta şunu güçlük çekiyorum: Bu durumdan nasıl motive olmaz bu oyunun gerçek sahipleri?
Biri ne olur anlatsın bunu bana!

Oysa bu akşam…
Oysa bu akşam Trabzonspor’un ve dolayısı ile Ersun Yanal ve futbolcu taifesinin üç puan almak için öyle geçerli sebepleri vardı ki, ne yazık ki bunun bilincinde olmayan; dalgın, yorgun ve yılgın bir Ersun Yanal takımı vardı sahada…

Şimdi birçok Trabzonsporlu futbol tutkunlarının içi yanacak ve özellikle ulusal medyada takımlarının hep hasır-altı edildiklerinden dem vuracaklar.
Şimdi eğri oturup doğru düşünüyorum da, buna birazda Trabzonsporlu oyuncuların bu silik, bu inançsız, bu ruhsuz  hallerinin neden olduğuna kanaat getiriyorum.

Bu Trabzonspor’u anlatsalar ne olacak, anlasak ne değişecek…
Bir ileri bir geri…
Mehmet Ekici’de bir yere kadar e tabi!
----------------------------------------------------------------
Bu akşam alınması muhtemel olan üç puanın Trabzonspor’u gelecek haftalarda nerelere taşıyacağı yeri hep beraber az ya da çok görmüş olacaktık, ya neyse!

Erkan Zengin’in soyadının zıddına, git gide fakirleşen oyununun mahiyeti umarım başkanın ve çevresinin gözünden kaçmıyordur…

İşin özü…
Lafı uzatmıyorum ve aslında baştan söylemem gerekeni şimdi söylüyorum: ‘’ Bu akşam ki Trabzonspor bu akşam ki  Gaziantepsporla sabaha kadar oynasalar, sonuç yine hüsran olurdu ‘’…

Ve futbolu susturup, şiir yazdığım sessizliğe dönüyorum…

Umut diyorum…
Bazen umuda sarılıp ta umutlanmak ne kadar acıymış; meğer ne acıtıyor ne yoruyormuş insanı!
En büyük Trabzonspor nidalarının sonsuzluğunda yeniden umudu ararken!...