Bütün Trabzonsporlulara bir önerimi sunmak istiyorum maça geçmeden önce!
Diyorum ki, dakika 61’te gol atan oyuncuları bundan sonra fahri Trabzonlu, gerçek Trabzonsporlu olacakları bir unvanla kalıcı yapalım. İşte şu ezeli rakibe, şu takıma gol atarsan gerçek Trabzonsporlu olursun klişesinden de farklı bir şey yapmış olunur diye düşünüyorum.
Mesela Janko’yu dakikalar 61’i gösterdiğinde atmış olduğu gol dolayısıyla artık fahri Trabzonlu ve gerçek bir Trabzonsporlu olarak görüyorum ben artık…
Tebrikler Janko, çabalarının semeresini hem oyununla hem düzgün karakterinle alıyorsun…
Öncelikle Şenol Güneş hocanın hakkını teslim ediyorum, son günlerin iki küskün ve derbeder adamını yeniden hayata döndürdüğü için.
Olcan Adın ve Halil Altıntop’tan bahsediyorum, hepinizin tahmin edeceği üzere.
İlk yarı adeta tipik bir pazartesi sendromu havasında geçen bir maç performansı izledik her iki takımdan da…
Hele son haftaların formda oyuncusu Adrian’ında olmadığını düşünecek olursak, sanki ev sahibi ekibin işi daha kolay gibi geldi birçok futbolsevere haklı olarak!
Özellikle Hector Cuper’in oynattığı taktik tamda Trabzonspor’un elini kolunu bağlayan bir oyun yapısı olduğundan hareketle, Trabzonspor için beraberlik bile kazançlı olacaktı dün akşam.
Çünkü takım hâlâ Janko ile oynamaya alışamadı. Adrian’ın şutör özelliklerinden dolayı dönen topların Janko’ya gelişi Trabzonspor için son iki maç belirli bir kazanç sağlamıştı, sonuç üretebilmek açısından.
İşte bu anlatmaya çalıştığımız sıkıntıyı iyi görmüş olacak ki Şenol Güneş, adeta maçın seyrini değiştirdi bir çırpıda ve tek bir adamla!
Olcan Adın ile Trabzonspor oyun adına adeta gece ile gündüz kadar değişti bir anda.
Janko’ya attırdığı akıl dolu gol ile Olcan bir anda geçmişe sünger çekmekle kalmadı, Trabzonspor’a müthiş bir ivmede kazandırdı.
Olcan sen hep böyle ol can…
Gol sonrası yine o panik-atak rahatsızlığı nüksetti Trabzonspor’un ne yazık ki!
Büyük takımların en belirgin özelliği, kötü oynarken de kazançlı skor üretebilmektir. Trabzonspor öne geçtiği maçlarda oyunu tutamıyor, oysa Trabzonspor daha önceki sezonlarda, güçlü ve mücadeleci oyun karakteriyle; maçı son ana kadar kotarmanın yollarını arardı ve bulurdu da…
Geçen hafta işte tamda bu noktadan hareketle Orduspor müsabakasını baz almıştım. Janko, Adrian ve Colman’lı bir Trabzonspor’un artık daha kurumsal bir oyun şekline bürüneceğinden söz ederken, bu paniklemelerin yavaş yavaş azalacağına olan inancımı belirtmeye gayret etmiştim.
Dün; Janko yorulunca, Colman’ın maç kondisyonu yetersiz kalınca, Adrian’da sakat olunca işler ister istemez bir başka aktörü devreye sokuyordu.
Halil Altıntop’ta tıpkı Olcan Adın gibi son günlerde gri ve puslu rüyalara uyanıyordu. Şenol Güneş büyük bir risk alarak Janko gibi bir silahı oyundan alarak Halil’i de hayata döndürüyordu Ordu’nun derelerinde tamda boğulmaya namzet bir gecenin içinde.
İşte o Halil’de beraberlik sayısıyla adeta Trabzonspor ceza sahasını abluka altına alan Ordu taarruzlarına tam zamanında dur dedirterek, Olcan’ı yeniden lige döndürmekle kalmadı, hem Trabzonspor’a ilk deplasman galibiyetini, hem ilk defa üst üste iki maç kazanılmasını ve hem de rakibin ilk defa evinde yenilgiyle tanışmasını sağlayan önemli bir futbol figürü oldu dün gece…
Şenol Güneş’e sırf bu iki değişiklikle gelen galibiyetten ötürü değil, genç Emre’yi ful oyunda tuttuğu için ayrıca kutlamak istiyorum. Artık top Emre’de, yetenekleri ona artık ilk on bir yolu açmıştır. Dün gece hocası ondan çok memnun kaldı ki, Janko gibi bir silahı, üstelik ilk golünü atıp havaya girmiş oyuncusunu oyundan alırken, Emre’yi oyunda tutması diğer bütün forma şansı bekleyenler içinde önemli bir referans olacaktır diye düşünüyorum.
Colman güçlendiğinde, Adrian yeniden bölgesine döndüğünde, Soner biraz silkindiğinde bu Trabzonspor VOLKAN gibi patlayıp, çok ŞEN olacaktır!
Yakında…