Son gelen bilgilere göre, şike kumpası davası kapsamında Fenerbahçe’ye Avrupa Kupası’ndan men cezası veren “UEFA Tahkim Kurulu başkanı ile üyelerinin de FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye oldukları ve haklarında soruşturma başlatıldığı öğrenildi. Bu kapsamda, UEFA Tahkim Kurulu Başkanı Hans Chiristensen’in ve bazı üyelerin de örgütün mahrem imamı oldukları ve Fenerbahçe’ye şike kumpası kuranların başında bulundukları” ortaya çıktı.
Ayrıca, UEFA Tahkim Kurulu’nun Fenerbahçe’ye şike sebebiyle verdiği cezadan sonra, Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesi ( C.A.S.’da ) yapılan yargılamada bulunan hakemler ile bu yargılamanın usulüne uygun ve adil olarak yapılıp yapılmadığını denetleyen İsviçre Federal Mahkemesi yargıçlarının da Fetö terör örgütü lideri Fethullah Gülen'in sağ kolu oldukları ortaya çıktı. Gözaltına alınan C.A.S. hakemi Andreas Cornellius ile İsviçre Federal Mahkemesi Yargıcı Hans Müller verdikleri ifadelerde; “Fetö terör örgütü tarafından kandırıldıklarını, bu örgüte üye olmaktan dolayı çok pişman olduklarını ve Fenerbahçe’ye şike kumpası kurarak ceza verdiklerini” ifade ettiler.
Yukarıda yazanlar bir ironi ve kara mizah. Evet! Maalesef kara mizah. Trajikomik bir durum. Gülüyoruz ağlanacak halimize! Hadi Türkiye’de şike soruşturmasını yapan savcıların ve polislerin Fenerbahçe’ye şike kumpası kurduklarını kabul edelim.
UEFA TAHKİM KURULU, CA.S. VE İSVİÇRE FEDERAL MAHKEMESİ ÜYELERİ VE HAKİMLERİ DE Mİ FETÖ’CÜ?
ONLAR DA MI FENERBAHÇE’YE ŞİKE KUMPASI KURDU?
Hani bunlar diyorlar ya Fenerbahçe cumhuriyeti. Cumhuriyet içinde cumhuriyet, devlet içinde bir derin devlet gibiler. Ancak böyle bir yapı, sistematik bir şekilde şike yaptıktan sonra kendilerini mağdur ilan etmeyi başarabilir. Siz dua edin de Trabzonspor ile Fetö bağlantısı icat ederek Trabzonspor’u suçlu ilan etmesinler.
Şike soruşturması sürecinde deliller UEFA Tahkim Kurulu’na gönderildi ve UEFA Tahkim Kurulu yaptığı disiplin soruşturması neticesinde Fenerbahçe’ye şike yapmaktan ve teşvik pirimi vermekten dolayı 2 yıl Avrupa kupalarından men cezası verdi. Fenerbahçe yönetimi bu ceza kararına karşı, yaptığı tarafsız yargılama ile dünyada nam salmış bir kurum olan Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesi C.A.S.’a başvurdu. C.A.S. öyle tarafsız bir kurumdur ki, burada yapılan yargılamada, yargılamayı yapacak hakemleri dahi taraflar kendileri seçebiliyorlar.
Yapılan yargılama sonucu C.A.S.’ın 40 sayfalık gerekçeli kararının sonuç kısmında “UEFA Tahkim Kurulu’nun Fenerbahçe’ye vermiş olduğu 2 yıl men cezası ödül gibidir. 3 maçta şike yaptığı ve 3 maçta teşvik pirimi verdiği tarafsız ve hukuka uygun deliller ile sabit olan Fenerbahçe’ye en az 5 yıl Avrupa kupalarından men cezası verilmesi gerekirdi” yazıyor.
Fenerbahçe yönetimi C.A.S. kararına karşı İsviçre Federal Mahkemesi’ne başvurdu. İsviçre Federal Mahkemesi işin esasına girmez. Şike yapılıp yapılmadığını incelemez. İsviçre Federal Mahkemesi’nin asli görevi, “C.A.S.’da yapılan yargılamanın usulüne uygun, tarafsız ve adil olarak yapılıp yapılmadığı, hakem seçiminin usulüne uygun olup olmadığı ve toplanan delillerin hukuka aykırı delil olup olmadığı” şeklindedir.
İsviçre Federal Mahkemesi yaptığı inceleme sonucunda kaleme aldığı gerekçeli kararında; “yapılan yargılamanın tarafsız ve adil olduğuna, toplanan delillerin de hukuka uygun bulunduğuna” karar verdi.
Yani, toplanan deliller hukuka uygun. Ama her ne hikmetse Türk yargısı söz konusu delillerin hukuka aykırı olarak toplandığına karar verdi.
Aslında doğru! Toplanan deliller hukuka aykırı.
Çünkü 2011 yılında hukuka uygun olarak toplanan deliller 2013 yılında Özel Yetkili Mahkemeler ile ilgili yasada yapılan değişiklik ile hukuka aykırı hale getirildi.
Aynı, şike soruşturması devam ederken 6222 sayılı Sporda şiddetin önlenmesine dair yasa nasıl değiştirilmişse, Fenerbahçe’yi kurtarması için atanan TFF Yönetim Kurulu, disiplin soruşturması devam ederken TFF Müsabaka ve Ödül Talimatı ile Disiplin Talimatını nasıl değiştirilmişse, bu yasa da Fenerbahçe için değiştirildi ve yeniden yargılamanın önü açılmış oldu.
Fenerbahçe’nin İsviçre Federal Mahkemesi kararına karşı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurma hakkı varken, böyle bir başvuruda bulunma gereği duymadı.
Niye duysun ki? Atanmış TFF, kukla TFF Tahkim Kurulu, hasır altı edilmiş şike soruşturması, yasası değiştirilen mahkemeler ve yeniden yargılanma sayesinde aklandılar.
Bir de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurarak şikeyi orada da tescil ettirmenin ne gereği var.
Nasıl olsa bu kulüp bir cumhuriyet. Cumhuriyet içinde cumhuriyet, devlet içinde bir derin devlet. Onlar için yasalar ve TFF talimatları değiştirilir. Onlar için yeniden yargılama yapılır. Onları kurtarmak için talimatla TFF başkanı ve yönetimi atanır. Pardon! Seçilir.
Ama hiç kimse sormaz ki ! Yahu ! Bu şike değil de kumpas ise;
UEFA TAHKİM KURULU FENERBAHÇE’YE NİYE CEZA VERDİ ?
C.A.S. NEDEN BU KARARI ONADI?
İSVİÇRE FEDERAL MAHKEMESİ YAPILAN YARGILAMANIN TARAFSIZ, ADİL VE TOPLANAN DELİLLERİN HUKUKA UYGUN OLDUĞUNA NEDEN KARAR VERDİ?
VE BÜTÜN BUNLARA RAĞMEN BU CAMİA, YAVUZ HIRSIZ MİSALİ, HAKKINI GASP ETTİĞİ CAMİAYLA DALGA GEÇME KÜSTAHLIĞINI KENDİSİNDE NASIL BULABİLİYOR.
BU NE PERHİZ BU NE LAHANA TURŞUSU? BU NASIL UTANMAZLIK? BU NASIL KÜSTAHLIK?
BUNLAR BU CESARETİ KİMDEN ALIYOR?
Sayın cumhurbaşkanımız Trabzon’u ziyaret ettiğinde boynuna Trabzonspor atkısı sardılar ama küçük bir kız çocuğu hariç kimse çıkıpta;
SEVGİLİ CUMHURBAŞKANIMIZ! FENERBAHÇE İÇİN YASALAR NEDEN DEĞİŞTİRİLDİ?
KUPAMIZ NEREDE? diye soramadı.
Ve sevgili cumhurbaşkanımız o minik kızımızın sorusuna tarihi cevabını vermişti.
AMA SİZ KUPAYI HAK ETMEDİNİZ Kİ !
Aynı sorular bu yasa değişikliğine imza atan CHP ve MHP genel başkanına da sorulmadı.
Trabzonspor taraftarı, Trabzonspor’un siyaset üstü, ortak paydamız olduğunu kabul etmeli ve tarihlerinde hiçbir yasa için anlaşamayan ancak şike yasasını değiştirmek için bir günde anlaşarak yasayı değiştiren bu üç partiye tavrını koymalı ve ilk seçimde sandığa gömerek kendi bağımsız milletvekilini çıkarmalıdır.