Trabzonspor ikinci yarı ile birlikte hesap kapatmaya devam ediyor. Fakat bu hafta hem Fenerbahçe hem de Erol Bulut ile kapatılacak iki hesap var.
Görünen köy klavuz istemez. Bir mucize olmazsa Trabzonspor bu maçı da kazanarak yoluna emin adımlarla devam edecek. Çünkü;
Trabzonspor savunmayı hücumdan, hücumu da savunmadan başlatan, futbolcuların yek vücut hareket ettiği, yardımlaşmanın üst düzeyde olduğu, kompakt, kontrollü, akılcı, sabırlı bir futbol oynuyor. Hücuma kontrollü çıkarak ani presle rakibe savunmayı kademesiz yakalayacak hücum şansı vermeyen Avcı, orta sahadaki pas oyunu ve gegenpres ile rakip savunmayı kademesiz olarak yakalayıp sonuca gidiyor.
Erol Bulut ise demode bir taktik uyguluyor. Presle kapılan bütün topları hızlı bir şekilde kanatlara aktarmak, hızlı ve kontrolsüz bir şekilde dikine hücuma çıkmak, rakip ceza sahası içerisinde en az 5 futbolcu ile kalabalık bulunmak ve kanatlardan gelen ortalarda oluşan karambollerden gol bulmak.
Erol Bulut’un bu taktik anlayışı dışında bir B planı bile yok. Bu taktik, savunması oturmuş ve özellikle de hava toplarına hakim takımlar karşısında hiçbir işe yaramıyor. Katı savunma yapan takımlara karşı oynadığı maçlarda Fenerbahçe’nin futbolu çaresizlik içindeki bir doldur boşalta dönüyor.
Hücum oyunundaki bu defolarına karşılık Fenerbahçe’nin asıl defoları savunmada ortaya çıkıyor. Fenerbahçe hücuma çıkarken oldukça kontrolsüz hareket ediyor. Kaptıkları bütün toplarla kontrolsüz bir şekilde, deli dana gibi hücuma çıkan Fenerbahçe, rakibin ani şok presi karşısında kaptırdığı toplar, rakiplerinin Fenerbahçe savunmasını kademesiz olarak yakalamasını sağlıyor.
Pazar akşamı Fenerbahçe’nin hücuma çıkarken kaptıracağı toplarla savunmasının kademesiz yakalanmasına ve ciddi pozisyonlar vermesine bir çok kez tanık olacağız. Trabzonspor’un her alanda basan, etkili gegenpres uygulayan, pas isabet yüzdesi yüksek, genç, diri ve enerjik Berat-Flavio-Bakesatas orta saha üçlüsü karşısında Erol Bulut’un yumuşak ve kırılgan Sosa-Ozan-Mesut üçlüsünü oynatması halinde Fenerbahçe çok aciz durumlara düşecektir.
Trabzonspor’un Fenerbahçe karşısındaki tek handikabı kenar bekleri ile duran toplar konusunda olabilir. Erol Bulut’un oyunu tamamen kanatlara yıktığı sistemine karşılık, Avcı’nın merkezi kapatmaya ağırlık verip, kanatları nispeten açık bırakan sistemi karşısında beklere büyük görev düşecek. Fenerbahçe kenarlardan orta yapsa da bu ortalar Edgar-Hügo duvarından geri dönecektir. Burada önemli olan husus, bu ortalarda Fenerbahçe’nin Trabzonspor ceza sahasında kalabalıklaşmasına ve kenarlardan sıfıra inmelerine izin vermemek olmalıdır!
Sol bekte Marlon’da oynasa, Faruk’da oynasa Wakeme faktörü karşısında Fenerbahçe’nin bu kanattan fazla gelebileceğine ihtimal vermiyorum. Sağ bekte Serkan Asan her ne kadar hırslı oyunu ve ofansif yetenekleriyle dikkati çekse de, savunmada ve özellikle arka direkte kademe hatası yapıp adam kaçırabiliyor. Trabzonspor’un Avcı geldikten sonra yediği 9 golün dört tanesi de Serkan Asan’ın hatalarından kaynaklandı. İşte bu sebeple sağ bekte tecrübesiyle Kamil Ahmet oynatılmalıdır.
Trabzonspor’lu futbolcuların en çok dikkat etmesi gereken kişi ise hakem Yaşar Kemal Uğurlu’dur. Böyle ciddi bir derbi maçına Cüneyt Çakır verilmesi gerekirken, Cüneyt Çakır’ın Beşiktaş-Denizli maçında görevlendirilip, bu derbi maçında Yaşar Kemal Uğulu’nun görevlendirilmesi manidardır ve TFF’nin niyetini açık etmektedir. Fenerbahçe bu futbolla buraya kadar gelebildiyse, bunu kaleci Altay’a ve hakem joker haklarını kullanmasına borçludur.
Hakemler, Fenerbahçe sıkıştığı anlarda penaltı joker hakkını kullandırdılar. Olmadı ofsayd jokerini, daha da olmadı rakibe kırmızı kart joker hakkını kullandırarak Fenerbahçe’yi yarışta tuttular.
Üç yılda 50 futbolcu gönderip 70 futbolcu transfer eden Fenerbahçe ağır bir borç batağındadır ve bu sene son atımlık barutunu kullanarak 22 transfer yapan Fenerbahçe şampiyon olamazsa iflasın eşiğindedir.
TFF Fenerbahçe’yi yarışta tutabilmek için her yolu denemektedir ve denemeye devam edecektir.
Yaşar Kemal Uğurlu bütün takdir haklarını Fenerbahçe’den yana kullanarak en ufak müdahalede Trabzonspor’lu futbolculara faul çalabilir, kart gösterebilir, futbolcuların sinir uçları ile oynayıp 10 kişi bırakmak için zemin hazırlayabilir. Gergin olan Fenerbahçeli futbolcular sert müdahalelerde bulunabilir ve hakem bu sertliğe müsade edebilir. İşte bu noktada Trabzonspor’lu futbolcuların sakinliklerini korumaları ve sinirlerine hakim olmaları gerekiyor. Avcı’nın maçtan önce futbolcuları bu konuda mutlaka uyarması gerekmektedir!
Trabzonspor’lu futbolcuların özellikle ceza sahasına yakın bölgelerde faul yaparak Fenerbahçe’ye duran top kullanma ve şut atma fırsatı vermemelidir.
Fenerbahçe’de dikkat edilmesi gereken futbolcular ise Caner Erkin, Pelkas ve Ozan Tufan’dır. Fenerbahçe’nin defansif ve ofansif olumlu istatistiklerinin yarısı bu üç futbolcuya aittir ve özellikle bu futbolcuların pas bağlantıları kesilmeli, şut çekmeleri, orta yapmaları, kanatlardan sıfıra inmeleri önlenmelidir.
Herkesin içi rahat olsun. Trabzonspor taraftarı çok güzel bir pazartesi sabahına uyanıp, Trabzonspor haberlerini okurken keyifle çaylarını yudumlayacaklar.
Trabzonspor’un hepsi alanında uzman antrenörleri, profesyonel, karakterli, tecrübeli, taktisyen hocası önderliğinde haftalardır beraber oynayan, saygı, sevgi ve özgüven ortamında bir aile olmuş, karakterli futbolcuları karşısında kadrosu yaz boz tahtasına dönmüş, özgüveni dağılmış, performansları düşmüş futbolcu kadrosu ile Emre ve Volkan ağabeyler gibi papazların antrenör olduğu Fenerbahçe’nin hiçbir şansı yoktur ve Pazar akşamı Fenerbaçe’yi hakem bile kurtaramayacaktır.
Mutlu, umutlu bir pazartesi sabahına uyanmak umuduyla…