Trabzonspor taraftarı başta Sörloth olmak üzere, Trabzonspor’un 10 senelik şampiyonluk özlemine son verecek transferleri öğrenmek için sabah kalkar kalkmaz transfer haberlerine bakıyor olmalı.
Sörloth ile anlaşma sağlandığı ve sponsor arayışlarının başladığı müjdesini verdikten sonra, bu sezonki transfer politikasını artıları ve eksileri ile değerlendirelim.
Trabzonspor çok akılcı bir transfer politikası izlediği gibi bu transfer politikasının kafalarda soru işaretleri bırakan tarafları da yok değil.
Trabzonspor’un futbolcu izleme biriminin birikimleri yanında, Trabzonspor’a profesyonel bir ekiple gelen Avcı’nın bilgi birikimi birleşince ve de ligin bitmesine aylar varken transfer çalışmalarının başlamış olması, geçmiş senelere kıyasla daha isabetli transferler yapılacağı konusunda umutlarımız daha da artıyor.
Hacıosmanoğlu ve Usta döneminde menajer önerileriyle, kulübün bütçesini gözetmeden yapılan astronomik ve şaibeli transferlerden sonra, Ağaoğlu yönetiminin, kulübün ekonomik yapısını ve geleceğini gözeterek transferleri tamamen Avcı’nın inisiyatifinde yapması gelecek adına umut verici bir yaklaşım.
Trabzonspor takımı şampiyon olduğu 2011 senesi hariç hiçbir zaman her mevkisi tam bir takım kuramadı. Bir sezon hücum hattımız çok iyiyken savunmamız kötüydü. Bazen hepsi iyiyken orta sahamız sıkıntılıydı. 2019-2020 sezonunda atanı ve tutanı iyi olan takımın savunması iyi olsaydı şampiyonluk içten bile değildi. Bu sezon savunması iyi olan takımın hücum gücü zayıfladı. Takım koca bir sezonu iki tane vasat sağ ve sol bek ile oynamak zorunda kaldı.
Şampiyonluk hedefine kilitlenen Avcı ,bunun farkında olacak ki bu sene her mevkisiyle güçlü ve eksiksiz bir takım kurabilmek için aylar öncesinden ince eleyip sık dokuyarak nokta ve isabetli transferler yaparak işi şansa bırakmak istemiyor. Öyle ki Trabzonspor bir sağ beki belki de ilk defa bu kadar yüksek bedellerle transfer etti ve görünen o ki etmeye de devam edecek.
Adı geçen transfer adayları içerisinde beni en çok heyecanlandıran, Sörloth’dan sonra Slovak merkez orta saha oyuncusu Marek Hamsik. Süper Lig’de şampiyonluğun anahtarlarından biri de kapanan takımları açabilmektir. İki ayağını da kullanabilen Hamsik, mesafe tanımaksızın çektiği sert ve isabetli şutlarla, kapanan takımları açmakta çok etkili bir futbolcu olacaktır. Hızı, tekniği, savunma arkasına al da at dercesine verdiği isabetli kilit ara pasları, oyun zekası ve görüşü, hem ayakla hem kafa ile attığı golleri, fırsatçılığı, takipçiliği ve ilerleyen yaşına rağmen bitmeyen hırsı ile hem geçiş oyunlarında hem de set hücumlarında çok etkili ve komple bir futbolcu olan Hamsik Trabzonspor için biçilmiş kaftandır.
Trabzonspor’un bu sezon en büyük eksiklerinden biri de, orta saha özellikleri olan, hücumcu bek konusunda Bruno Perez oldukça isabetli bir transfer. Tıpkı onun gibi bir sol bek transferinin açıklanmasını heyecanla bekliyor Trabzonspor taraftarları.
Alt yapımızdan yetiştirdiğimiz 23-24 yaşında genç futbolcularımızı Avrupa’ya satıp, Avrupa’dan 35 yaşında futbolcuları transfer etmek Trabzonspor’un suçu değil futbolcu yetiştiremeyen Türk futbolunun içler acısı halinden başka bir şey değildir. İşte sorunlar da burada başlıyor. Avcı’nın tecrübeli futbolcu takıntısının bazı riskleri var. Avcı bu transferler ile hedefi on ikiden vurmak istiyor olabilir. Kendisine ve Trabzon şehrine de güveniyordur haklı olarak. Ancak 33-35 yaşında yapılan transfer o futbolcu için son transferdir. Bunlarla şampiyon olabilirsek sorun olmayacak fakat İstanbul Takımlarının tekelindeki TFF ile kurulları ve Trabzonspor’un önünü kesmek için yapılanlar ve gelecek sezon yapılacaklar karşısında olası bir şampiyonluğun kaçması halinde bu kadar pahalı ve yaşlı transferler umarım elimizde patlamaz.
Gönül ister ki biraz daha genç transferler yapılsın. Ancak futbolcu yetiştiremeyen Türk futbolu ve kulübün geçmişten mali sorunları karşısında elden bir şey gelmediğini hepimiz biliyoruz.
Ancak bu transferler yapılırken gelecek vadeden genç transferlerin de yapılması gerekmiyor mu? Hem sportif başarı için hem de on milyonlarca avro borcu eritmek için hem alt yapıdan yeni yıldızlar çıkartılmalı hem de scout ekibinin gelecek vadeden gençleri tespit ederek kulübün de transfer etmesi gerekir.
Elbette ki Trabzonspor ne bir ticarethanedir ne de Gençlerbirliği’dir. Trabzonspor ne İstanbul’un ne de Avrupa’nın alt yapısı değildir. Trabzonspor’un kuruluş felsefesi özünden çıkan futbolcular ile şampiyonluk yaşamaktır. Ancak geçmiş yönetimlerin akıl almaz yanlış politikaları sonucu oluşan dev borç yükünün baskısından kurtulmak için her yıl bir yıldız yetiştirerek satmak zorunda kalmaktadır. Fakat geçen sene gönderilen Yusuf Yazıcı, bu sene gönderilecek Uğurcan Çakır ve belki seneye gönderilecek Abdülkadir Ömür gibi alt yapımızdan yetişen yıldızların hepsini Ünal Karaman’ın onları genç yaşlarda güvenip oynatmasına borçluyuz ve Avcı’nın da gençler konusunda cesaretli olmasını, gençlere güvenmesini bekliyoruz.
Şampiyonluk için doğrudan oynayacak tecrübeli futbolcular transfer edilirken, gelecek vadeden gençlerin de transfer edilmesi, alt yapıdan yeni gençlerin çıkartılması gerekir. Bu da yetmez! Bu gençlere kendilerini gösterebilmeleri için fırsat verilmesi gerekir.
Dördüncülüğü garantilediğimiz ligin son maçlarında bile gençleri oynatmayan, 35 yaşındaki eski yıldızları Transfer eden ve tecrübeli futbolcuları tercih eden Avcı’nın gelecek sezon da gençlere fırsat vermeyebileceği olasılığı karşısında biz yeni yıldızları nasıl çıkartacağız?
Bayrakları, atkıları hazırlayın ve kralın dönüşünü bekleyin. Güzel transfer haberleri almamız dilekleriyle…