Abi kardeş gibi, iki kardeş şehrin maçında kazanan Trabzonspor oldu.
Trabzonspor belki alışık olduğumuz, beklenen futbolunu oynayamadı fakat, perşembe akşamı üst düzey çok zor bir maç oynayıp, dört önemli futbolcusunu sakat verdikten sonra cuma günü Trabzon’a gelip, pazar günü maça çıkan takımın bir maç da kötü oynama lüksü çok görülmemeli!
Kaldı ki; Trabzonspor dinlenmiş ve zıpkın gibi bir takıma karşı oynadı.
İyi oynayarak kazanan takımlar lider olur! Kötü oynadığı halde kazanan takımlar şampiyon olur!
Trabzonspor’da İsmail Köybaşı! hariç bütün futbolcular iyi niyetle mücadele ettiler sahada.
Trabzonspor, her alanda basan ve nefes aldırmayan bir Giresunspor’a rağmen 45-65 dakikalar arası hariç, savunmadan paslaşarak oyun kurmakta ve hücuma geçişte zorlanmadı fakat savunmaya geçişlerde diğer maçlarda olduğu gibi benzer sorunlar yaşamaya devam etti.
Özellikle ikinci yarı ile birlikte Giresunspor öyle bir baskı kurdu ki, ileride basarak oyunu Trabzonspor yarı sahasına yıktı ve maçı set hücumuna döndürdü.
Giresunspor’un bu baskısı karşısında savunmasını ve orta sahasını ileriye çıkarmakta zorlanan Trabzonspor’da, savunma ve orta saha oyuncularıyla forvetlerin aralarındaki mesafe uzadı ve Trabzonspor hücuma çıkmakta, pozisyon bulmakta zorlanmaya başladı.
Giresunspor ataklarının yoğunlaştığı dakikalarda Siopis’in oyuna alınarak Berat ile birlikte iki ön libero olarak oynatılması, sağda etkisiz kalan Ömür’ün yerine Yusuf’un oyuna sokulması akıllıca bir hamleydi.
Bu değişikliklerden sonra maçta denge sağlanmış oldu ve beraberlik için bastıran Giresunspor’un geride bıraktığı boş alanlarda Yusuf Sarı etkili olmaya başladı.
Trabzonspor’un, savunma oyununa, prese ve baskıya yatkın olmayan orta saha ve hücum oyuncuları sebebiyle savunmaya geçiş oyunlarında Berat’a gerçekten büyük bir yük biniyor ve Berat rakip atakları karşılamakta dönem dönem zorlanabiliyor.
Ancak bu maçta da gördük ki, Siopis Trabzonspor orta sahasına istenilen sertliği katıyor ve skoru aldığı maçları Berat ve Siopis’i beraber oynatarak rahatlıkla koruyabilir.
Böyle muhteşem bir kadro kurup da sol beke fiziksel, zihinsel ve teknik olarak çok yetersiz bir İsmail Köybaşı’nı transfer etmek fahiş bir hatadır ve transfer dönemi bitmeden mutlaka bir sol bek transferi yapılmalıdır.
Hem hayatta hem de futbolda dört ayağının üzerine düşen ballı börek insanlar vardır. İşte bunlardan bir tanesi de İsmail Köybaşı’dır!
Gaziantep’te birkaç maç güzel oynayınca, futbol cahili Yıldırım Demirören tarafından astronomik rakamlarla transfer edildi ve dört yıl boyunca Beşiktaş’lılara saç baş yoldurduktan sonra, Beşiktaş’ın Caner Erkin’i transfer etmesine sinirlenen Aziz Yıldırım’ın inadıyla Fb’ye transfer edildi.
Biraz da Fb’lilere saç baş yoldurduktan sonra tam da İsmail Köybaşı dönemi bitti derken yardımına TFF’nin yabancı kuralı yetişti ve 32 yaşında 3 yıllık kontratı kaptı Trabzonspor’dan. Üç yıl da Trabzonspor’lulara saç baş yoldurur artık.
Birinci lig ayarındaki bir futbolcunun tam bir pazarlama başarısı örneğidir İsmail Köybaşı. Menajerini tebrik etmek lazım.
Rakipler maden bulmuşçasına bütün atakları solumuzdan gerçekleştiriyorlar. Giresun maçında kaçırdığı adamın formasından çekip sarı kart görmesinden beş dakika sonra yine adam kaçırdı ve tam da formasından çekecekken vazgeçti.
Çekseydin be İsmail!
Takım seninle zaten 10 kişi oynuyor. En azından talkımın ayarını bozmazdın.
Giresunspor’u ve Hakan Keleş’i tebrik ediyorum. Eksikleri olmasına rağmen güzel bir takım kurmuşlar ve gerçekten güzel mücadele ediyorlar.
Giresunspor her alanda baskı yapan, koşan, zıpkın gibi bir takım olmuş. Savunmaya ve hücuma geçiş oyununu iyi yapıyorlar fakat hücuma geçişte biraz daha teknik ve kaliteli ayaklara ihtiyaçları var. Biraz da tecrübesizlikleri ve ligin başında çok zor takımlarla karşılaşmaları sebebiyle galibiyet alamamalarına takılmamak gerekiyor.
Giresunspor yönetimi her türlü sonuca rağmen sabırla hocasının arkasında durmalı ve istikrarı bozmamalıdır. Bu takım oynadıkça ve tecrübe kazandıkça daha iyi olacak ve onuncu haftadan sonra başarılı sonuçlar almaya başlayacaktır.
Kardeş Giresunspor’u yakından takip ediyorum ve bu sezon Süper Lig’de kalmalarını yürekten istiyorum.