Beklenen futbol bu muydu?
Tabi ki değildi. Daha önceki maçları göz önüne getirdiğimizde takımımızı tanımakta güçlük çektik.
Ne ilerde çoğalabildik ne de defansta güven verdik. Açıkçası her yönüyle döküldük. Hal böyle olunca Konya’ndan farklı mağlup ayrıldık.
Öze girmeden önce gelelim kadrolara…
Orta alanda oynayan Medjani’ni Belkalem’in yanına çekip, Constant’ı orta alanda oynatmadığı için eleştiri oklarının hedefi haline gelen Ersun Yanal, 35’nci dakikada Avraam’ı oyundan alarak, Constant’ı oyuna soktu.
Hatasını geç fark etti. Ya peki ikinci yarıda Yatabare oyuna neden alınmadı? Hücumda etkisiz kalan Cardozo inadını anlamış değilim. İyi bir golcü olabilir. Bu demek değildir ki her maç etkili olacak. Baktın ki oynayamıyor. Dön kulübene alternatif isimlere yönel. Zaten 2-0 geridesin ve risk almazk zorundasın. Üçüncü oyuncu değişikliği neden yapılmadı? Burası tartışılır.
Trabzonspor’un yediği gollere bakıldığında hepsi bireysel hatalardan geldi.
İlk gol; Avraam’ın kaleciye verdiği geri pası uzaklaştıramayan Fatih, Veli’nin golüne engel olamadı. Burada. Avraam, riskli bir geri pası yaptı. Ve ardından gol geldi.
İkinci gol; Yine Avraam, taç çizgisinin kenarında topla fazla oynadı ve topu korumak isterken, rakibine kaptırdı. Sonrasında gelişen atakta durum 2-0 oldu.
Üçüncü gol; Bu kez Musa Nizam, Avraam’ın hatasına benzer bir hatayla topu taç çizgisinde kaptırdı. Devamında gelişen atakta Cenk farkı üçe çıkardı.
Kısaca golleri hatırladık ve hepsinin bireysel hatalardan kaynaklandığını gördük. Ersun Yanal’ın bu konuda oyuncularına uyarılarda bulunması lazım. Varşova ve sonrasındaki Rize maçı çok önemli. Eğer şampiyonluk hedefleniyorsa, seri galibiyetler alınmalı.
Burada ayrı bir parantez açıp yazıma devam etmek istiyorum. Avraam’ın ilk 11’de başlaması kimine göre doğru kimine göre yanlıştı. Bende olsam Avraam ile oyuna başlardım. Şimdi hatalı oynadı diye, ‘Avraam’ı neden oynattı’ diyen çok olmuştur. Ee kim olsa aynısını söylerdi. Ama iki gol atsa durum öyle olmazdı. Ya da Belkalem veya Mehmet Ekici, Avraam’ın yaptıklarını yapsaydı, aynı şeyi onun için derdik. Bekara karı boşamak kolaydır misali…
Eline kalem alan yazar, iki maç izleyen yorumcu oluyor. İki fotoğraf çeken de gazeteci olacak diye korkuyorum…