Geçen sezon ilk defa katıldığı gruplarda başarılı işler çıkaran ve Lazio, Varşova ve Limassol’un olduğu gruptan lider çıkarak tüm dikkatleri üzerine çekmiş ve alkış toplamıştı. Sonraki aşamada İtalya devi Juventus’a yenilerek elenen Karadeniz Fırtınası, ‘buraya kadar’ demişti. Rostov’u elemesiyle üst üste ikinci kez gruplara kalan Trabzonspor, bu alanda rekor da kırmış oldu.
Müsabakaya bakarsak, her iki yarıda ev sahibi ekibin daha etkili olduğunu söyleyebiliriz. Oyunun büyük bir bölümünde rakibin baskısına maruz kalan Trabzonspor, oyunu sahasında kabullendi. Rakibin risk aldığı anlarda kontra ataklarla gol arayan Bordo-Mavililer, yakaladığı fırsatları değerlendiremedi. Aslında ilk dakikalarda Bordo-Mavililer bir gol bulabilseydi maç çok daha zevk verirdi lakin ev sahibi ekip bunun bilincindeydi ve hata yapmamaya çalıştı.
Gruplara kalmamız hepimizi mutlu etse de sergilenen futbol pek umut verici değildi. Eksiklerimiz var. Bunları görmeden gelemeyiz. Takımın hücum gücü zayıf. Orta alanda topu tutan yönlendiren yok. Deniz Yılmaz ileride pek etkili olamadı. Sonradan oyuna dahil olan Cardozo’yu da besleyemedik. Orta alan desen sınıfta kaldı. Sadece defans yaptık ve turu geçmeyi başardık. Kısaca hepsi bu. Vahid Halilhodzic hocanın dediği gibi zamana ihtiyacımız var. Bu, belki 1 ay belki de 2 ay sürebilir.
Gelelim Vahid hocamızın açıklamalarına…
Trabzon’daki ilk maç öncesinde ne demişti Boşnak asıllı Fransız hocamız? Rostov’un iyi bir takım olduğunu söylemiş ve şöyle devam etmişti: “Rakibimizin avantajlı yönlerine rağmen elimizden geleni yapmak ve mucize yaratmak istiyoruz. İki maç sonucunda rakibimizi elemeyi amaçlıyoruz. Zor ama başaracağız.”
Ne diyelim hocam, mucizeyi gerçekleştirdik o zaman. Başka bir değişle imkansızı…
Rostov’u elemek mucizeyse grupları ilk iki içerisinde bitirmek nasıl bir başarı sayılır merak ettim doğrusu. Burası Trabzon hocam, bize imkansız da fayda etmez, mucize de…