Juventus, ilk maça göre temkinli ne yaptığını bilen futbolu futbol gibi oynayan, pas yüzdesinin nasıl oynanmasını bilen 20 dakikalık bölümde 5 net pozisyon bulup bir gol yapabilen bir takımdı.
Karşısındaki Trabzonspor sadece Juventus’u seyreden ve oyun anlayışı hiç iyi olmayan rakibe uzak kalan topa atıldıktan sonra gitmeye çalışan adam ve alan markajı yapamayan sistemi belli olmayan bu maç için bir Trabzonspor gördüm.
Trabzonspor sanki ihtiyacı yokmuş gibi oyuna küsen bloklar arasında kopukluğu olan hücum katkısı olmayan şut atamayan atağa giderken geri dönen hatta ve hatta atak yapamayan bir ilk 45 dakikada Bordo-Mavili takım izledik.
Janko gibi bir santrafor var ki, koşmak istemeyen, kaderine razı olan belki de milli takımın verdiği rahatlıkla kendi takımındaki başka hesaplar peşindeymiş gibi görüntü sahada.
Juventus 2-0’dan sonra işi pas yaparak garantiye aldı. İstediği zaman gol atabilen olmasa da üzülmeyen her an sonucu değiştirebilecek bir marka takımdı.
İkinci yarıda skor rahatlığıyla resitaller yapan sağlı, sollu gelen kanatları iyi kullanan duvar pası yapabilen her pozisyonda Onur ile karşı karşıya kalan yine hep söylediğimiz gibi Onur’un çok iyi pozisyon tutması belki de tarihi bir farkı önledi.
Trabzonspor, Torku Konyaspor maçında bu mutsuz, olumsuz lige yansıtmaz yoksa Konya’dan sonra Fenerbahçe geliyor. Bu iki maçta alınacak kötü sonuçlar yine Bordo-Mavili takımı kaosun içine sokabilir.
Taraftarın bu kadar amaçsız bir takıma destek vermesi, yönetimine inanmaması, istifa sesleriyle kaos başlamasını olumsuzluklarla camiaya çok ama çok sıkıntılar verecek bile.
Çünkü hiçbir pozisyona giremeyen ve Hami Hoca’nın dik oynamasına değil yan oynamasını bile beceremeyen bir takım vardı sahada.
Düşünebiliyor musunuz ? Taraftarın oyuncularla dalga geçmesi bir takım için ne kadar acıdır. Yazık ki, bir büyük takımın formasını giyen ve onlara inanan bu taraftarlara bu kadar kötü futbolu izlettirmeye hakları yoktur.