Korkulan mı oluyor diye düşünmedim değildi, Sapara’nın kaçırdığı penaltı sonrası!
Zaten karşılaşma asıl o zaman önem kazandı, her iki takım adına da.
Tita’nın sakatlanması futbol adına hiçte arzulamadığımız bir durum olsa da, bu durum Emre Güngör konusunda eyyam yapan Hüseyin Göçek’in hatasının bir futbol adaletine dönüşmesine neden oluyordu bir yerde!
Beşiktaş karşısında ki olumlu futbolun yer yer sergilendiği bir doksan dakika maç performansı sunan Güneş’in öğrencileri, birkaç aksaklık dışında lige hazır bir görüntü verdiler.
Özellikle Sapara’nın kaçırdığı penaltı sonrası, maça yeniden ortak olan Antalyaspor karşısında, günün adamı Adrian’sız kalmasına rağmen, Trabzonspor maçı kotarmasını bildi.
İşte bu bizim için çok şeyden daha önemliydi.
Kendisine her daim ters gelen bu güçlü rakip karşısında, sayısal olarak eksik kalmasına rağmen oyunu bırakmayıp, hedefe kilitlenen bir Trabzonspor’u görmek sanırım taraftarlarına biraz olsun yarınlar adına umut tazelemiştir.
Kulakları çınlasın sevgili Ömer Üründül illaki bu takımda günümüz futboluna dair bir çok aksaklığı anında durum tespiti olarak açıklayabilir; lakin bu takımın arayı en iyi geçiren takım olduğunu asla ve asla inkar edemez diye düşünüyorum.
Zokora, Bamba, Volkan, Yasin, Giray, Colman gibi dişlinin en önemli parçalarının yokluğunda, Antalyaspor gibi bir rakibi kupada dezavantajlı duruma düşürmek, yoğun antrenmanlar neticesinde sanırım hiçte hafife alınacak bir durum performansı değildir diye düşünüyorum.
İlk yarı Olcan ve Halil’in etkisiz oyunu, Alan ve Sapara’nın fazla efor kaybetmesine, fazla dripling özelliği olmayan Janko’yu da bir o kadar verimsiz kılıyordu.
Fakat yinede gol sonrası anlaşılmaz bir telaşa düşen Trabzonspor, rakibin ataklarını bozuyor, oyunu istediği şekilde yönlendirebiliyordu.
Bütün bunları kötü oynarken yapmasının tek sebebi harikası ise; işte o başından beri izaha çalıştığım devre arası çalışmalarının verdiği semereden kaynaklanıyordu.
İkinci yarı Olcan biraz olsun oyuna katkı yapınca maça belli bir aksiyon kattı heyecan anlamında. İki penaltı ve akabinde birer gol geldi.
Adrian’ın oyun dışı kalmasından sonra Şenol Güneş’in saha içi hamleleri kadar, yenilen iki golün nedenleri de iyi bakmak gerek!
Emre, Vitek ve Colman harika işler yaptılar.
Özellikle Colman dün akşam eksik oynayan Trabzonspor’u oyuna girdikten sonra sanki iki kişilik fazla oynatmaya başlattı.
Topu ayağında daha çok tutup, oyunu Trabzonspor lehine sıcak tuttu!
Vitek ve Emre ise oyuna girdiklerinde insanın içine ferahlık veren bir ivme yakaladıklarını gösterdiler bize.
Zaten her ikisinin de müthiş aksiyonları oyunu Trabzonspor lehine perçinlemiş oldu.
Şenol Güneş ve Ünal Karaman, ikinci yarıda bambaşka bir Trabzonspor izlettireceklerinin donelerini sunmaya başladılar ufaktan ufağa!
Kaptan Tolga’nın yediği iki gol hâlâ aklımın bir yerini kurcalasa da, adam paylaşımı konusunda defansın biraz daha düşünce melekeleri üzerinde duracaklarını düşünüyorum!
Sonuç itibariyle kupada, Eskişehirspor’dan sonra Antalyaspor’u da dize getiren Güneş’in talebeleri her şeye rağmen maç kazanma alışkanlığı üzerine önemli adımlar atmakta!