Trabzonsporlu futbolcuların birçoğu kafalarında ligi bitirmiş, harç bitti yapı paydos edasında bir futbol oynadılar. Sanki lise son sınıfın, son dersinin havası vardı üzerlerinde. Oldu olacak birbirinize “bana kalbin kadar temiz bu sayfayı ayırdığın için…” kelimeleriyle başlayan anılar da yazsaydılar.
Bu pandemi ve zor hayat koşullarında küçük bir keyif ve mutluluk yaşamak için işini gücünü erkenden bırakarak eve gelen ve takımının güzel futbolunu izleme hayali kuran insanlara böyle umursamaz bir futbol izletmeye hakkınız yok. Bu koşullarda, yazmaktan en çok keyif aldığım taktik ve teknik analiz bile yazmak gelmiyor içimden.
Trabzonspor gibi bir camiaya bu boş vermişlik, bu lakayıtlık yakışmaz. Bunun baş sorumlusu, her şeyden önce bu takımı fiziksel ve zihinsel olarak maça hazır etmesi gereken Abdullah Avcı’dır. Bu hafta bay geçeceğimizi hesaba katarsak, Hatayspor’un kazanması halinde aramızda 4 puan gibi bir fark kalması muhtemelken, Trabzonsporlu futbolcuların hedefi kalmamış bir takım hüviyetine bürünmeleri oldukça manidar.
Oysa ki, ne düşme ne de çıkma gibi hiçbir derdi bulunmayan Göztepeli futbolcular, hocalarının verdiği taktik disipline sadık kalarak, profesyonel bir biçimde ellerinden geleni yaptılar. İşte buna hoca farkı denir. Söz konusu olan motivasyonsa, ciddiyetse, amatör ruh profesyonel çalışma ise, bunun adı efsane Ünal Karaman’dır.
Lig bitiyor, gelecek sezonun planlaması yapılıyor ancak her ne hikmetse gençler oynatılmıyor ve yerlerine sezon sonu gitmesi çok muhtemel kiralık futbolcular oynatılıyor. Bu maçta kendilerini göstermek ve ispat etmek isteyen gençler oynatılmış olsa böyle laubali bir futbol ve böyle bir sonuç olur muydu sormak, sorgulamak gerekmiyor mu? Koca bir sezon, alt yapıdan çıkan gençlerimizi adam akıllı izleyip bir fikir edinemedik.
Kalması muhtemel Flavio yerine üç maç sonra gidecek olan kiralık Baker’ı oynatmak nasıl bir mantıkla açıklanabilir?
Bu koşullarda yine de işini layıkıyla yapmaya çalışan, profesyonel birkaç futbolcu vardı. Wakeme ve Berat gibi. Kendilerini bu profesyonel tutum ve anlayışlarından dolayı tebrik ediyorum.
Maçın kısa bir teknik analizini yapmak gerekirse; iki takımda top rakibe geçtiğinde topun arkasına geçerek, kontra ataklarla, hızlı geçiş oyunlarıyla sonuca gitmek istediğinden, orta sahalar çabuk geçildi ve top bir o kalede bir bu kalede gidip geldi.
İş hücuma hızlı geçiş oyunu ve kontra ataklar olunca bu işin üstadı Ünal Karaman’ın verdiği taktik disipline sadık kalan Göztepeli futbolcular daha golden önce kontra atakla gol atabileceklerinin sinyallerini veriyorlardı zaten.
Her daim kontrollü futbolu tercih ettiği için, hücuma çıkışlarda top kaptırmayı sevmeyen Avcı’nın, taktik talimatları gereği futbolcular hızlı hücuma çıkarken bile dikine oynamak yerine yana oynamayı tercih ettikleri için Göztepe savunması hızlı bir şekilde savunmaya geçip pas bağlantılarını kapatarak Trabzonspor’a boş alan ve pozisyon bulma fırsatı vermediler. Buna, savunmadan çok iyi oyun kuran, top çıkartan Edgar’ın yokluğu, savunma beklerinin hücuma katkı veremeyişi de eklenince pozisyon ve gol bulmak daha da zorlaştı.
Koca bir sezonu vasat iki kanat beki ile geçiren Trabzonspor’un kanat beki sorunu adeta bağırıyor. Hücuma hiçbir katkısı olmayan ve sadece bir asisti bulunan 2 milyon avro satın alma opsiyonlu Marlon ile anlaşma yapılmayacağını umuyorum.
Savunmada kendisini toparlamaya başlayan Serkan Asan, hücumcu özelliklerini geliştirmedikçe gelecek sezon yedek oynayıp ondan sonraki sezonlarda orta sıra Anadolu takımlarında vasat bir futbolcu olarak dolaşır. Benden söylemesi