Gelelim Beşiktaş maçına. Beşiktaş maçı asıl itibari ile Minsk maçı ile nerede ise aynıydı. Fark sadece rakip takımdı. Dinamo Minks’e dayanan defans Beşiktaş’a dayanamadı. Takımın analizini yapmaya pek gerek yok aslında. Uyum sorununu atlatmamış ve hala kalıp kalmayacağını bilmeyen oyuncular ile senkronize bir takım oluşturmak MRA’yı çok aşar. Bu sebeple MRA “iki üç hafta içinden gelecek ve gidecek oyuncular ile herşey oturur” diyor. Bazı oyuncuları kullanamadığı çok belli. Şu anki Trabzonspor takımının eksikleri çok. Öncelikle sol ve sağbekler sorunlu. Bosingwa’nın bu problemin birisini çözeceğini düşünürsek diğeri takım içinden çözülmek zorunda. Şampiyonluğa oynayan takım sağ yada sol bekini takım içinden ikincil oyuncularla çözmesi mümkün değil. Kale ve stoperlerde sorun yok. Onlarda olmasa zaten hiç galibiyet alamaz takım. Ortasaha ise oyuncu olarak en kalabalık olan bölge olmasına rağmen çok verimsiz. Bunda hep aynı özellikli oyuncuların bu bölgeye yığılmış olması en büyük sorun. Alan varken Adrian, Adrian varken Malouda alınması gibi örnekleri çoğaltmak mümkün. Colman ise takım için saatli bomba gibi ama ne zamana kurulduğu belli değil. Onun dilinden anlayacak bir teknik ekip elemanı gerekli. Batuhan’a Hami’yi vereceğimize Colman’a bir therapist bulmak gerekiyor. Elinde Emerson varken Olcan’dan solbek yaratmak yaratıcı gibi görünsede güçlü rakip karşısında çalışamazdı ve öyle oldu. Forvete geldiğimizde ise takım çok çok yetersiz. Sadece yedek olabilecek oyunculardan kurulu bir forvet hattı var Trabzonspor’un. Henrique, Batuhan, ve Emre şampiyonluğa oynayan takımın forvet hattı olamaz. Bunu göremeyen teknik adam teknik adam olamaz. Rakiplerin bu bölgedeki oyuncularının yedekleri bile bu oyunculardan çok daha iyi. Bosingwa ve Malouda’nın yapabileceklerini yapabilecek oyuncu kadrodan çıkarılabilirken iyi bir forvetin yapabileceklerini bu üç oyuncu iki sene çalışsalar yapamazlar. Bu sebeple ciddi ve oynayabilecek bir forvet oluncusu alınmak zorunda. Eğer bu mümkün değilse açıkca bu sezonu FEDA sezonu ilan edip ona göre yeniden yapılanma yapmak zorunda Trabzonspor.
Trabzonspor’un oyuncu kalitesinden çok daha büyük bir problem var: Uyumusuzluk ve Sistemsizlik
Mustafa hoca hiç kusura bakmasın. Tribünden görünen takımın birbirinden habersiz oynadığı ve bir takdik bütünlüğünün olmadığıdır. Belki televizyonda görünmeyebilir ama tribünden bakıldığında Trabzonspor’un sahaya dağılma ve sahayı kullanma sorunu çok göze çarpıyor. Oyuncular ya çok fazla koşuyor yada hiç koşmuyor. Bunda belli bir oyun modelinin uygulanamayışı ve oyuncu arkadaşlarının neler yapabileceklerini tam kestirememelerinin etkisi büyük. Bu ortamda iyi bir forvet alınıp onun üzerine bir oyun kurulursa belli bir başarı yakalanabilir. Bu oyuncunun getirdiği skor avatajları şu anki ikinci sınıf oyuncularında sınıf atlamalarını kolaylaştırabilir. Son olarak takım üzerinde bir moralsizlik ve umutsuzluk hastalığı var. Daha bir hafta önce eleştirilen Celutska’nın İngiltere liginde ilk haftasında en iyi 11’e seçilmesi başka türlü açıklanamaz. Takımda belli bir umutsuzluk var hala. Şike sezonunun etkileri hala takımın üzerinde belli ki. Bunu dağıtabilmek zordur ama artık bu umutsuzluk bitmeli. Bunun için MRA sadece yeni oyuncuları oynatmalı ve yeni bir ruh ortaya çıkarmalı. Elinde Janko gibi bir oyuncu varken onu yok saymak çok ahmakça. Eğer satmak istiyorsan oyuncuyu hep formda tutmak zorundasın. Eğer Celutska hiç oynamasaydı kiralık olarak bile gidemezdi. Profesoynelliği bir türlü anlayamıyor Türk takımları.
Kabul edilmelidirki Trabzonspor’un kadrosu biraz zayıftır ve bir uyum ve moral sorunu vardır. Bunun yanında bu uyumsuzluğunda bir doğum sancısı olduğuda aşikardır. MRA’ya en azından yarım sezon şans verilmeli ve istediği takımı oluşturmasına destek verilmelidir. Bazılarının söylediği gibi boş bir teknik adam değildir. Zaman ile çok daha hızlı müdahaleler yapacaktır oyun sırasında. Belli bir kadroyu devam ettiriyor olması belki eleştirilebilir ama oyuncuların kazanılması adına yapılan bir davranış olduğu da düşünülebilir. Bu sebeple en azından yarım sezon ona şans verilmeli ve neler yapabileceği görülmelidir. Kafasında belli bir plan olduğu ve o planı hayata geçirmek için çaba verdiğini kendiside dile getiriyor.
Ligin ilk maçları her zaman zordur. Bugünki maçtan beraberlik alınsaydı bu kötü oyun adına iyi olacaktı ama yenilmiş olmakta pek sorun değil çünki telafisi mümkün bir maçtı. Önemli olan bu moral bozukluğunu Avrupa Ligi maçına yansıtmamak ve orada başarısız olmamak. Orada liglere kalınırsa takımın form tutması hızlanacak ve seri galibiyetler mümkün olacaktır.
Trabzonspor taraftarına düşen her zamanki gibi takımlarına destek vermek ve başarının gelmesini sağlamaktır. Bunun sinyalini Minsk maçında verdiler. Lig maçlarında da vereceklerdir.
Sevgiyle kalın.