Trabzonspor’un, Kardemir Karabük karşında çok zorlanacağını, puan kaybetme olasılığının çok fazla olduğunu günler önce söylemiştim lakin 2 farklı skorla mağlup olacağını düşünmüyordum. Lua Lua ve Shelton gibi iki önemli oyuncusundan yoksun Trabzon’a gelen Mesut Bakkal’ın Karabükspor’ü, Bordo-Mavili ekip karşısında üzerine düşen görevi en iyi şekilde yaptı ve altın değerinde bir 3 puan alarak ikinci yarıya galibiyetle başladı. Maç öncesine gelerek, kadrodan bahsetmek istiyorum. Beklenen bir kadro ile çıkıldığını söylemek yanlış olmaz bir iki değişiklik haricinde ancak doğru bir kadroyla mı çıkıldı? Burası tartışılır. Sağ bekte Serkan Balcı ve solbekte Emerson ısrarını anlamış değilim. Yanlış bir kadro tercihi ve kaçınılmaz bir yenilgi daha maç başlamadan kendisini belli etti. Rakip 3-1 öndeyken bile gol atmaya geliyorsa söylenecek söz bulamıyorum. Biz ise 1-0’ı bulduğumuzda defansa çekiliyoruz. Aman gol yemeyelim de ne olursa olsun. Bu sistemle başarı bir gelir, iki gelir… Sonrası gelmez…
Önemli olan şampiyon olmak değil, Avrupa kulübü olmaktır. Her zaman geleceğe yatırım yapılmalıdır. Gelecek gençlerindir. Genç oyuncularla 3 maç kaybedebilirsin, 5 maçta kaybedebilirsin. Sabırlı olursan, ilerde kazanacağın maçlar bu kaybettiklerinin yanında bir hiç kalacak. Ancak sabır lazım. Sabırsız olursan başarı da gelmez. Neyse lafı uzatmadan Karabük maçına dönelim…
İlk dakikalarda ofsayttan gelen Karabük’ün golüne Vittek, akıl dolu bir golle karşılık verdi. Sonrasında Karabük penaltıyla 2-1 öne geçti. Serkan Balcı’nın elle oynamasıyla verilen penaltı doğru bir karardı. İlk yarıyı 2-1 mağlup kapatan Trabzonspor’da ikinci yarının ilk değişikliği bence yanlıştı. Çünkü geride oynayan bir ekip, hücum gücü yüksek oyuncuları oyuna sürmeliydi. Mesela Colman daha erkenden oyuna dahil edilmeliydi. Aykut belki oyunun durumuna göre orta alanı güçlendirme anlamında oyuna girebilirdi. Sağ tarafta Serkan Balcı’nın kötü performans sergilemesine göz yuman Güneş, Serkan-Zeki değişikliğini neden yapmadı anlayamadım. İkinci yarıda beraberlik için yüklenen Trabzonspor, bir çok pozisyon bulmasına rağmen bir türlü aradığı beraberlik golünü bulamadı.
Vittek’in düşürülmesi kesinlikle penaltıydı. Dünya düzeyinde bir hakemimizin buna penaltı çalmamasına anlam veremedim. Olcan’ın beyinle değil de fizikle oyun oynaması nereye kadar devam edecek herkes gibi bende merak ediyorum açıkçası… İlerleyen bölümlerde Colman’ın ceza sahası dışında yaptığı enfes vuruşu Karabük kalecisi Bora çok iyi çıkardı. Defansta Anıl’ın da iyi bir performans sergilemesi Karabük’ün 3 puan almasına önemli rol oynadı. Serkan’ın kırmızı kart gördüğü pozisyonda verilen ikinci sarı kart yerinde bir karardı. Lakin Serkan’ın bu gereksiz hareketi kabul edilebilir değil. Çünkü adam topu senden kurtarmış gidiyor, orada düşürmenin anlamı ne? Trabzonspor formasını taşıyan oyuncunun böyle basit kart görerek takımını eksik bırakmaya hakkı yok. Dikkat edin, Trabzonspor üst üste 2-3 defa aynı kadroyla bir maça çıkamadı. Kadro geniştir, hepsinden faydalanacaksındır lakin istikrar yakalamak zorundasın hocam. İstikrar ne kadar az olursa başarı da o kadar az gelir.
Konumuzun dışına çıkarak biraz da transferle konuşmak istiyorum. Gencecik Ferhat Öztorun’u oynatmadan göndermek ve üstelik bu oyuncuyla sözleşme uzatmak gerçekten çok saçma bir davranış. Kendisiyle sözleşme uzatılmasına rağmen oynatılmadığı için böyle söylüyorum. Ferhat’ın kötü bir oyuncu olduğundan değil. Madem ki bu oyuncuyu kullanmayacaksın, neden sözleşmesini uzatıyorsun? Hadi sözleşmesini uzattın, o zaman neden oynatmadan satıyorsun? Bu düşüncelerle bir yere varılmaz. Yazıyoruz yazıyoruz ama boş, dinleyen yok ki. Varsa bile umursamıyor. Umursayıp, umursamadığını sorgulayan da yok. Ne güzel Trabzon ya…
Aynı örneği Barış Özbek olayına da verebiliriz. Bu oyuncu neden alındı? Kim alınmasını istedi? Bu oyuncuya ne kadar para verildi? Bu oyuncunun ne getirisi oldu? Trabzonspor’da Şenol Güneş’ten başka takıma transfer yapılmasını isteyenler kim? Herkes Trabzonspor’a para yemeye geliyor ama kimse para vermeye gelmiyor. Ama kimseden de ses çıkmıyor! Barış Özbek’i alıp oynatmadan gönderen mantık ile sözleşmesi uzatılmasına rağmen değerlendirmeden gönderen mantık aynıdır. Daha yöneticiliğin ne anlama geldiğini bilmeyen insanlar yöneticilik yapıyor. Gerçekten çok yazık. Sorsan ondan iyisi yok ama icraata gelince ortalıkta görünmezler. Reklam peşinde koşan çok yönetici var.
Haa bizim birde yazarlarımız var, sahte kabadayılar. İşlerine geldiği gibi yazarlar, yok efendim ona sallamayayım, buna sallamayayım. Yok ağabeycim sallayacaksın! Ahmet’e de sallayacaksın, Mehmet’e de sallayacaksın. İşte hep böyle düşünceler sayesinde futbolumuzu geliştiremiyoruz. O bizim adamdır, bu bizim adamdır diye diye doğruları unuttuk. Yanlışı ilk önce kendimizden arayacağız, sonra başkasında… Kendimizi sorgulamadan başkasını sorgulamaya çalıştığımız için yanlış yapıyoruz. Bu kafayla zor şampiyonluk gelir. Bu sorumsuzluk sürdüğü müddetçe daha çok bekleriz şampiyon olmayı…
Son olarak Mesut Bakkal’ın Karabükspor’a verdiği katkıyı görmemezlikten gelemeyiz. Tebrikler hocam, umarım çok daha başarılı olursun…