Şimdi bir çok futbolsever bana kızacak. Ama eğri oturup, doğru konuşmak gerekirse Trabzonspor Burak oynadığı zaman zor anlar yaşıyor. Hele hele sistem Burak’ın üstüne kurulmuşsa…
Şimdi maça bakıyorum, top kimin ayağına gelirse Burak’ı arıyor. Bomboş pozisyonda ya da başka bir deyimle daha müsait pozisyonda olan bir oyuncu varsa bile ona atmayıp sırf Burak gol atsın diye topu onla buluşturma çabası içerisinde olan zihniyeti anlamış değilim.
Maçı dikkatlice takip edenler bana hak vereceklerdir. 5’e 3 yakalanmış bir pozisyonda Colman daha müsait pozisyonda olan Alanzinho ve Serkan’a top atmadı. Burak’a atmaya çalıştı. Bunun hemen öncesindeki pozisyonda ise yine buna benzer bir olay yaşandı. Ben bunu anlamış değilim. Neden Burak? Hadi Messi olsa neyse de, neden Burak? Birisi bunu bana açıklasın. Bazıları diyor, özellikle Karadenizliler, (Karadeniz şivesiyle) ‘Burak’sız olmay’ diye, bende tam tersini diyorum. Burak’la olmay…
İlk yarının son anlarında ise Burak kendi çabasıyla rakip kalede gol aramaya çalıştı, çok iyi pozisyona girmesine rağmen bunu değerlendiremedi. Önünde 7 metrelik kale, kaleciyi toplasan 2 metre boyu yok. İkincisi, kaleci topa vurulmadan yere yatıyor. Fakat bizim Burak bey, ‘ben böyle beleş gol atamam’ dercesine topu kaleciye veriyor. Göstere göstere bir vuruş yapan Burak Yılmaz, eğer gol atsaydı çok şaşırırdım. Nitekim ki atamadı ve hiç şaşırmadım. İlk yarıyı özetlersek, ileriye çıkmaya korkan, defansif ağırlıklı bir futbol sergileyen Trabzonspor izledik. Oyunun büyük bir bölümünün Bordo-mavili ekibin yarı sahasında oynanmasına rağmen rakibin gol atmaması tek sevindirici durumdu.
İkinci yarıda bazı değişiklikler yaşandı. Sakatlanan Mustafa Yumlu’nun yerine oyuna giren Glowacki’yi beğenmedim diyemem ama eksiklerinin de olduğunu belirtmek isterim. Adrian’ın neden oynatılmadığını da merak etmedim değil yani. En azından oyunu rahatlatmak adına 80. dakikalarda oyuna alınabilirdi. Henrique ise ilk defa beni şaşırttı. Uzun zaman sonra bu kadar istekli olduğunu gördüm. Burak’ı saymaya gerek yok…
Bazıları bana kızacak Burak’a laf sallıyorsun diye ama kimse kusura bakmasın. Burak santrafor değil. Bir santrafor gerektiğinde sol ayağı ile de şut yapabilecek. Gol olup olmaması önemli değil ancak zor durumlarda kesinlikle diğer ayak da kullanılmalı.
Sonuç olarak az da olsa bile Galatasaray’ın 3 puanı hak ettiğini, 2 puan kaybeden tarafın Galatasaray olduğunu açıkça söylemek istiyorum. Yine de onurlu mücadeleden dolayı başta Giray olmak üzere tüm Trabzonsporlu futbolcuları yürekten kutluyor, aynı azim ve mücadeleyi 6 Mayıs’ta Fenerbahçe’ye karşı göstermelerini arzuluyorum.