Karşılaşma öncesine bakıldığında 1461 Trabzon, sahaya alışık olmadığımız bir onbirle çıktı. Aslında yüreği Trabzonspor aşkıyla yanan bütün 1461 Trabzonlu oyuncuların neler yapabileceğini biliyoruz. O yüzden maça ha Ahmet’le, ha Mehmet’le başlanmış hiç önemli değil. Yine de karşılaşmaya yedek ağırlıklı bir kadro ile çıkıldığını söylemeden edemeyeceğim. Lakin Sivasspor 1-2 oyuncu hariç ideal onbir ile sahaya çıkmıştı. Anlayacağınız bizim uşakları hafife almamışlardı. Kafalarında ‘nasıl olursa kazanırız’ mantığı yoktu, yani… Neyse lafı uzatmadan biz maça geçelim.
Sivasspor önünde 1-0 yenik duruma düştüğü zaman ‘yine mi’ sorusu ister istemez hafızalarda yer edinmişti. Çünkü başta da belirttiğim gibi önceki iki maçta böyle olmuştu. İyi oynanmasına rağmen puan gelmemişti. Neyse ki korkulan olmadı ve Kadir Keleş’in son dakikalarda bulduğu gol, zorlu karşılaşmadan puan ile ayrılmasını sağladı.
Açık konuşmak gerekirse ilk dakikalarda Sivasspor oyunun kontrolünü eline aldı ve sağlı sollu ataklarla Bordo-Mavi-Beyazlı ekibin kalesini fethetmeye çalışıyordu ancak bunda pek başarılı olamadı. 1461 Trabzon ise oyunu sahasında kabullenip kontra ataklarda hız oyuncularını kullanarak gol bulmak amacındaydı. İlk yarıda iki ekip amacına ulaşamadı. Karşılıklı gelişen ataklar sonuçsuz kaldı ve devre 0-0’lık skorla tamamlandı. Bu yarıda 1461 Trabzon’un daha tehlikeli ataklar geliştirdiğini söyleyebilirim. Eğer sol kenarda oynayan Eren, sağ kenarda iyi işler başaran Ofoedu kadar etkili olabilseydi, ilk yarıda 1461 Trabzon’in gol bulması içten bile değildi.
İkinci yarıda 1461 Trabzon, ilk yarının tersine daha çok pozisyona girdi. Göksu’nun kendi kalesine attığı gol sonrası bu pozisyonlar daha da fazlalaştı. Mehmet Sıddık’ın kaçırdığı bir gol var ki aman aman… Neyse bu genç kardeşimizin tecrübesizliğine ve heyecanına bağışlayalım. Pozisyonlar golün habercisiydi zaten. 90. dakikanın ortalarında Kadir Keleş’in sağ taraftan kullandığı serbest vuruş, kimseye dokunmadan doğrudan kaleye gitti ve ağlarla buluştu. Bu gol sadece beraberlik kazandırmadı aslında… Kazanmanın, mücadele etmenin, vazgeçmemenin, savaşmanın bir karşılığı olduğunu ve karşılığının da er ya da geç alınacağıydı… Bizim uşakların buralarda kazacağı puandan çok ‘tecrübe’ olur. Çünkü onları bir yerlere getirecek olan puan değil tecrübedir…
Grup’taki duruma da değinecek olursak, Fenerbahçe 3’de 3 yaparak çok önemli bir avantaj yakaladı. İkinci sıradaki Sivasspor’un 4, Bursaspor’un ise 3 puanı var. Fenerbahçe’yi saymazsak, kalan 3 karşılaşmada diğer 3 takım ikincilik için mücadele edecek. 3 maç sonunda 1 puanla son sırada alan 1461 Trabzon’un kupada çok az da olsa bir umudunun olduğu bir gerçek. Umarım bu koca yürekli insanların gruptan çıkma adına az olan umutları yeşerir ve hak ettikleri yerlere gelir, hak ettikleri saygıyı da görürler…
Sözlerimi Mustafa Akçay hocamızın söylediği o güzel kelimelerle tamamlamak istiyorum: “Kazanma arzusu olanlar bugün kaybetse de bir gün mutlaka kazanacaklardır.”
- - - - -